“`html
T24 Haber Merkezi
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “yenidoğan çetesi” davasının duruşmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Memişoğlu, “Bu çeteyi çökerterek, sağlık sistemimize sızmış olan kötü unsurları temizledik. Türkiye’nin sağlık sisteminde bu tür karanlıkların peşine düşmeye ve onları yüzeye çıkarmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
A Haber canlı yayınında soruları yanıtlayan Bakan Memişoğlu, bahsi geçen çeteye “insanlıktan nasibini almamışlar çetesi” ifadesini kullandı.
Yenidoğan çetesi olayıyla ilgili hem üzüntü hem de öfke duyduğunu aktaran Memişoğlu, 2016 yılında İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yürütülen bir soruşturmanın kapatıldığı iddialarını belgelerle reddetti.
Ekim 2016’da İstanbul Sağlık Müdürü olarak görev yaptığını belirten Memişoğlu, “Bu soruşturma bakanlık tarafından, Ocak 2016 itibarıyla başlamıştır. İddialar yalandır ve iftiradır.” dedi.
Bakan, yaptığı açıklamada müfettişlerin soruşturma yürüttüğünü, hastanelerin denetlendiğini ve bilirkişiler aracılığıyla rapor hazırlandığını belirtti. Ayrıca, bu sürecin 17 Kasım’da tamamlandığını söyledi.
Memişoğlu, soruşturmanın sonucunu bizzat sorduğunda, herhangi bir suç unsuru bulunmadığını duyduğunu ifade etti.
– “Dezenformasyon ve iftira yapılıyor”
Memişoğlu, “Üzüntüm, bu durumu mevcut soruşturmayla ilişkilendirerek dezenformasyon yaratmaları. Bir il müdürü böyle bir soruşturmayı kapatma yetkisine sahip değil. Bu tür yorumlar, cehaletin ve vicdansızlığın bir ifadesidir.” dedi.
2016’dan bu yana gelen şikayetlerin dikkate alındığını belirten Memişoğlu, bu olayların organize suç örgütü tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
“Bebeklerin öldürüldüğünü 28 Haziran’da öğrendik”
Yenidoğan çetesinin denetimlerde sunduğu yanıltıcı belgelerine dikkat çeken Memişoğlu, “Organize suç örgütü, hayatın doğal akışını kendi çıkarları için istismar eden bir yapı.” şeklinde konuştu.
Bu olayla ilgili dedikodulara cevap veren Memişoğlu, “Bunlara ‘insanlıktan nasibini almamış çete’ dememin sebebi, çocuklara yönelik olan bu zalimce eylemler.” dedi.
Memişoğlu, 54 bin denetim gerçekleştirdiklerini ancak hala bu suçların tam olarak önüne geçilemediğini açıkladı. Ayrıca, gerekli adli mercilerle iletişim kurulduğunu ve teknik takibe geçildiğini açıkladı.
“Elde edilen deliller denetleme yoluyla sağlandı”
Bakan, “Bebeklerin ölmesi hakkında soruları olanlara, bu bilgiyi biz 28 Haziran 2024’te öğrendik.” diyerek durumu açıkladı.
Memişoğlu, savcılığın talimatıyla yapılan baskınlar sonucu bu suçlarla alakalı delillere ulaştıklarını belirtti. Ayrıca, sessiz kalmaktan ziyade hemşireler ve doktorlar üzerindeki baskılara dair örnekler paylaştı.
Toplumda oluşmaya çalışılan yanlış algılara karşı çıkan Memişoğlu, Türkiye’nin sağlık sisteminin dünya standartlarında olduğunun altını çizdi. “Yenidoğan bakımında uzman guruplarımız bulunuyor.” dedi.
“Bebekler üzerine siyaset yapılıyor”
Bakan Memişoğlu, “Bu çeteyi çökertmemizle birlikte, kendi sistemimizi temizlemiş olduk. Sağlık alanında ne varsa bunun üstüne gitmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin prematüre bebeklerde yaşama oranının yüzde 95’in üzerinde olduğunu belirten Memişoğlu, bu oranın dünya genelindeki en yüksek değerlerden biri olduğunu vurguladı.
9 Mayıs itibarıyla dava dosyasındaki gizlilik kararının kaldırıldığını dile getiren Memişoğlu, Haziran ayında illiyet bağının incelenmeye başlandığını aktardı.
Memişoğlu, müfettişlere gerekli tüm belgelerin verildiğini, ilk kez Sağlık Bakanlığı olarak 16 Eylül 2024 tarihi itibarıyla bebeklerin ihmali sonucu hayatını kaybettiğini öğrendiklerini belirtti. “Bebekleri seyretmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.” diye ekledi.
“112 Acil Çağrı sisteminde suistimal yok”
Memişoğlu, 112 Acil Çağrı sisteminin tamamen elektronik ve kontrollü olarak çalıştığını ifade ederek, “112 sistemimizde hiç bir suistimal kaydedilmedi.” dedi. Bu durumda bazı kötü niyetli unsurların ortaya çıkmasının her zaman mümkün olduğunu söyledi.
Memişoğlu, hukuksuzluk ve adaletsizlik konularında mücadele etmeye devam edeceğini söyleyerek, “Sağlık sistemimizde bu tür kötü örnekleri temizlemek için var gücümüzle çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığının davayı takip etmediği yönündeki iddialara cevap veren Memişoğlu, “Sürecin içinde bu kadar derinlemesine yer almışken, böyle bir şey mümkün mü?” dedi.
İstifa etmeyeceğini belirten Memişoğlu, “Bu çete yüzünden istifa etmemi isteyenler var. Ben bu tür bir şey yapmayacağım.” diye konuştu.
Hastanelerdeki teknolojik altyapıya dikkat çeken Memişoğlu, “Yeni yatırımlarla birlikte bu sistemin ilerlemesini sağlayacağız.” dedi. (AA)
Ne olmuştu? İstanbul’da, gereksiz yere yoğun bakım ünitelerine yatırılan 12 bebeğin ihmali sonucu hayatını kaybettiği iddiaları üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış, bu süreçte savcı Y.E. makamında tehdit edilmiştir. Bu olay, kamuoyunda büyük tepkilere yol açmış; 22 tutuklu 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanmıştır. İddianamede neler var? İddianamede, şüpheliler için “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilmiştir. İddianamede, ölen 10 bebeğin “maktul”, 5 kişinin “müşteki”, ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün “suçtan zarar gören” belirtilmiş, 47 şüpheli de listelenmiştir. Suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı’nın sevk ve idaresini gerçekleştiren doktor İlker Gönen ve 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in, amaçları arasında yenidoğan yoğun bakım ünitelerini devralarak doluluk sağlamak olduğu belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan raporda, yenidoğan ünitelerindeki ihmal ve eksiklikler sıralanmıştır. Özellikle bebeklerin sağlık durumlarının yetersiz hemşirelik hizmetleri nedeniyle olumsuz etkilendiği ifade edilmiştir. 6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildi Raporda ayrıca hasta yönetiminin hemşirelere bırakıldığı bilgisi de aktarılmıştır. İddianamede, bebeklerin çeşitli ihmaller sonucunda hayatını kaybettiği vurgulanmıştır. Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybetti İddianamede yer alan bilgilere göre, hemşirelerin yaptığı uygulamalar sonucunda bebeklerin kayıplarına sebep olunduğu ifade edilmiştir. Dehşete düşüren telefon kayıtları İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarının içeriğine de yer verilmiştir. Bu konuşmalarda hastane denetimleri ve hasta kayıtlarının nasıl düzenlendiği gibi konular gündeme gelmiştir. Şüpheli doktorların yetersiz hizmet sunması nedeniyle bebeklerin sağlıklarını kaybetmelerine neden olduğu anlatılmıştır. Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan “yenidoğan çetesi” açıklaması: Ceza algısı yanlıştır, böyle bir şey yok Aileler anlattı Bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de hazırlanan iddianamede yer almıştır. Olayın nasıl geliştiğine dair bilgileri aktaran aileler, yaşadıkları süreci anlatarak soruşturma sürecinin önemine dikkat çekmiştir. “Bebeğimizi kaybettik” Ailelerin yaşadığı acının derinliği, hastanede karşılaştıkları zorluklar ile birlikte dile getirilmiştir. “Yenidoğan çetesi” nasıl deşifre edildi? İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan denetimlerde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bazı usulsüzlükler fark edilmiştir. Bu durum üzerine soruşturma başlatılmıştır. Ne kadar ceza isteniyor? İddianamede, şüpheliler hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilmiştir. Savcı tehdit edilmişti Söz konusu soruşturmayı yürütürken savcıya yönelik tehditler konusunda ayrı bir soruşturma başlatılmış ve bazı şüpheliler gözaltına alınmıştır. 19 hastane ve sağlık kuruluşu “malen sorumlu” sayılmıştı Fezlekede, çeşitli özel hastanelerin sorumlu tutulduğu ve sağlık hizmeti sunumunda ciddi eksiklikler olduğu ifade edilmiştir. |
‘Görünmeyen Cemaat: Mürideler’in yazarı ve ‘Kızıl Goncalar’ dizisinin danışmanı Filiz Gazi, tarikatlarda kadınlara biçilen hayatları anlattı |
“`